Paşhan Yılmazel Fan Board
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Paşhan Yılmazel Fan Board




 
Kayıt OlAnasayfaLatest imagesAramaGiriş yap

 

 Pashan'la Roportaj - part 3

Aşağa gitmek 
+4
HaykoCu
mery42
yukki
missy77y
8 posters
YazarMesaj
missy77y
Üye
Üye
missy77y


Kadın Mesaj Sayısı : 13
Nerden : hollanda
Kayıt tarihi : 20/04/08

Pashan'la Roportaj - part 3 Empty
MesajKonu: Pashan'la Roportaj - part 3   Pashan'la Roportaj - part 3 Icon_minitimePaz Nis. 20, 2008 5:51 pm

Alışverişe Çıkar mı? Ne Alır?

B.C: Alışverişle aran nasıl?

P.Y: Hiç yok.

B.C. Annen mi alır?

P.Y. Annem alır kurban olayım. Abim alır, ondan araklarım. "Abi çekime gideceğim." derim, "Röportaja gideceğim." derim. Bahanem de budur. O zaman hiçbir şey demez. Alışverişle aram pek yoktur. Markayı sevmem yani markanın gözükmesinden, marka giyinmekten nefret ederim. İnanılmaz banel ve saçmasapan gelir. Beğendiğim şeyleri giymeyi severim. Mesela beğendiysem markası ne olursa olsun alırım, yeter ki beğeneyim.

B.C: Sana yakışan renkler var mı mesela?

P.Y: Kesinlikle kırmızı. Siyah ve kırmızı yakışıyor. Mavi yakışmaz sanıyorum. Ben birşeylerimi sürekli keserim biçerim. Birşeyleri kendime göre yorumlamayı seviyorum.

B.C: En son ne kestin?

P.Y: Bir tane tişörtüm var, onu kestim. Annem öldürür beni. "Kesme şunları abin de giyiyor!" Ya allah allah. Bu ceketi keseceğim, güzel olacak! Yeni bir tarz yaratacağım. Konservatur ve lise yıllarından beri belime şal bağlamayı severim. O zamanlar "Şuna bak, erkek adam böyle giyinir mi?" derlerdi. Şimdi de yapıyorum "Aa ne kadar hoş!" diyorlar. Bu işin her zaman kılıfı bulunuyor. Şimdi trend oldu herkes giyiyor. Aferim dedim kendime. Ber Versace’de çalışacak adamdım da işte... (gülüşmeler) Gerçi gay olmak gerekirdi, o da hiç uymazdı bana.

B.C: En son ne aldın?

P.Y: Ayakkabı aldım.

B.C: Hala beyaz.

P.Y: Evet beyaz. Kirlenince annem otomatik çamaşır makinesine atıyor tertemiz yapıyor. Anne, on numarasın!
Sinemadan, Sanattan ve Sanatçıdan...

B.C: Gelecekteki projelerinden bahsedelim. Teklifler geliyor mu? Sinema filmi teklifi geldi mi?

P.Y: Bana birçok senaryo geldi...

B.C: Hayır o benim dosyam. (gülüşmeler)

P.Y: Dosyalı kız biraz bencil. Bağdat Caddesi bencil çıktı (gülüyor). Çok proje geliyor. Türkiye’de böyle birşey vardır. Türkiye’de biri popülerse, popülerliği taşımışsa "Aman hadi ona herşeyi yaptıralım!" derler. Ama böyle birşeyi asla yapmak istemiyorum. Çok zengin miyim? Hayır. Normal orta halliyim.

B.C: Limuzinle geldin ama(!)

P.Y: Limuzinle mi geldim? Geldim, geldim. Babam limuzin şöförü de, ordan bağladım. Birçok teklif ve senaryo geliyor, şu an Gani Müjde ile çalıştığım için Gani Abi'nin izin vermediği birçok projeyi kabul etmiyorum. Gani Müjde Abi hem benim yapımcım hem de öngörüsüne güvendiğim birisidir. Bir iş olsun olmasın, ilk önce danışarak yaparım. Tv8 deki çocuk programını ona danışarak yaptım. "Abi ne diyorsun? Bana böyle birşey teklif ediyorlar. Yapmalı mıyım?" diyerek... "Kesinlikle yapmalısın!" dedi ve çok da başarılı bir iş oldu. Yine böyle tekliflerde, sinema filmi tekliflerinde geçerli yolu Gani Müjde'dir.

B.C: Gerçekleşmesi muhtemel projeler...?

P.Y: Bakalım. Ama bir tüyo vermemi istiyorsan Alem Fm'de ben bir program yapıyordum. Şaka programı yaparken bitirdim bunu. Çok vaktim olmuyordu. O programı, güzel formatlanmış bir şekilde televizyona taşımayı düşünüyoruz.

B.C: İnşallah.

P.Y: Çok güzel ve eğlenceli olacak.

B.C: Beyaz, ilk programlarında televizyona gözlükleriyle çıkıyordu hatırlıyor musun? Öyle bir stil falan yaratacak mısın?

P.Y: Asla. Kanaldaki lakabım da Gerçek Paşhan'dır. Sahte ve samimi olmayan hiçbir şeyi kabullenemem. Şu an seninle nasıl konuyorsam, ekranda da öyle olmalı. “İyi akşamlarrr Türkiye! Şu anda saatimizzz....” diye konuşan bir adam yok. Olmamalı da zaten.

B.C: Evde öyle konuşmamalı mesela. (gülüşmeler)

P.Y: Yani. Mesela şurdan bir radyo açalım. “Merhaba saatlerimizz şu an 5’e 5 varr, bakalım neler gelecek! Arka arkaya inanılmaz parçalarr!” Böyle evde konuşan bir adam varsa, onu vuralım zaten. (gülüşmeler) Böyle birşey olmamalı, ben böyle bir insan olmamalıyım. Ben böyle bir insan olmadım, olamam da zaten. "Aman dikkat çekeyim, gözlük takayım." falan demem.

B.C: "Ne yaparım? Saçlarımı yaparım! Değişmeyeceğim ya!" (Paşhan'ı taklit ederek.)

P.Y: Ne yaparız? En fazla saçları biraz düzeltiriz, lens takarım. Ben daha çok ben olmayı seviyorum. Paşhan Yılmazer olmayı seviyorum. O yüzden yapacağım program böyle olacak. Mesela çocuklara ben garip şeyler yapıyorum. “Eeee Alican anlat bakalım bizeee...” Yani böyle yapamıyorum. “Ali Can anlat neler yapıyorsun, annenin durumu nasıl?” Gerçek olmayı seviyorum, samimi olmayı seviyorum. Yapacağım herhangi bir programda ya da projede samimi olmak istiyorum. Paşhan olmak istiyorum. İnşallah da istediğim olur.

B.C: Peki yazı yazmayı seviyor musun?

P.Y: Yazıyorum. Yazarım ama şöyle düşünüyorum; o an yazmak istiyorsam yazarım. Aman bir kitap çıkartayım falan değil. Kendi sitemde de yazdığım yazıyı öyle bir anda yazdım mesela. Sitenin başında öyle birşey olsun dedik ve yazdım. Severim yani eğer o moda girmişsem birşeyler yazmayı severim. Ama genelde kimseye okutmam.

B.C: Bagdatcaddesi.net'te yayınlayalım.

P.Y: Bakalım, olur niye olmasın?

B.C: Tamam aldık sözü devam edelim. Seni ne sakinleştirir.

P.Y: Ben genelde sinirli bir insan değilimdir.

B.C: "Eve gidip ikili koltuğa oturmak sakinleştirir, dünyada benden sakin insan yoktur o zaman..." der misin mesela?

P.Y: Evet yaaa... Bir de nimasyon filmler. Jaguar almış kadar mutlu ediyor. Almadım, almayı düşünmüyorum, alabileceğimi de hiç düşünmüyorum. Ama inanılmaz mutlu oluyorum. O çizgi dünyasının içinde kaybolmak inanılmaz mutlu eder beni.
B.C: En sevdiğin animasyon film?

P.Y: Tabiki Monsters Inc. / Canavarlar. Bu benim en sevdiklerimdendir. Şaşkın İmparatoru da çok severim. Seslendirmelerde Okan Bayülgen’nin üstüne tanımam, inanılmaz iyidir.

B.C: Animasyon filmi seslendirmesi yapmak ister miydin, hiç teklif geldi mi?

P.Y: İnanılmaz isterim. Volkan Severcan’a da söyledim çünkü bu işi Türkiye’de yapan odur. "Tabi kardeşim." dedi ama yedi aydır aramadı.

B.C: Belki animasyon film gelmemiştir, o yüzdendir.

P.Y: Çok istiyorum gerçekten, hastasıyım. Animasyon filmler benim için çok önemli.

B.C: Animasyon dizi takip ediyor musun?

P.Y: Hayır. Televizyonu çok fazla takip edemiyorum çalıştığım için. Hayat Bilgisi’ni bile takip edemiyorum. Alacakaranlık’ı izlerdim, o da kalktı. Kurtlar Vadisi’ne bakıyorum arada.

B.C: Başkalarına göre garip alışkanlıkların mesela?

P.Y: Ben çok basit bir adamım. Karışık değilim. Değişik giyinmem bazılarına göre garip bir alışkanlıktır. Geçen,ben Pazar Suprizi’ne çıktım. Tam magazin adamı oldum. Ceketin kollarını katlarım, kumaş pantalon altına spor ayakkabı giyerim. İşte böyle giyinirim. Herkes diyor ki "Niye böyle?" Ya ben kendime göre giyinirim, takım elbise yorumlamayı seviyorum. Benim giyim tarzım gariptir işte. Bir ara tişörtlerimi ters giyerdim niye herkes düz giyiyor diye.

B.C: Sinema ile aran nasıl?

P.Y: Sinema aşığıyım, manyağıyım. Hayalimdeki meslek sinema sanatçılığı, oyunculuğu. Ama hep aynı kadroyu görürsen olmaz, Beyoğlu sektörü olur bu. Yine de sinema perdesinde olmak en büyük hayalim. Bir sinema afişinde ismimi ve resmimi görebilmek. İyi ya da kötü, bütün Türk yapımlarına gidilmesi taraftarıyım. Bazen anlamsız filmler de çekiyoruz ama olsun...

B.C: En son hangi filme gittin?

P.Y: O Şimdi Mahkum’a gittim Türk filmi olarak. Pek içime sinmedi açıkçası. O Şimdi Asker daha güzel bir filmdi, hepimiz beğendik. Bir de Koro adlı filme gittim, Fransız yapımı.

B.C: Yabancı en sevdiğin, örnek aldığı aktör?

P.Y: Birçok var. Mesela Mel Gibson manyağıyımdır. Robert De Niro. Al Pacino'yu hiç söylemiyorum. Şimdi Al Pacino'yu Scarface'te izledikden sonra diğerleri biraz yalan oluyor yani. Russell Crowe’u çok beğenirim. Jim Carry aşığıyımdır. Çok sevdiğim oyuncular var. Tom Cruise’u da çok beğenirim. Aşık olduğum isimler var. Varsa eğer bagdatcaddesi.net'te Charlize Theron aşığıyım, benzerini bulabilirsek. Dünyanın en güzel ağlayan kadını Sophie Marceau. Olursa vallahi hazırım, el ele nereye gidebilirsek burdan. (gülüşmeler) Türk sinemasına gelirsek tabi ki Haluk Bilginer bence Türkiye’nin en iyi erkek oyuncusudur kendisi. Yine bir isim Okan Bayülgen’dir inanılmaz bir oyuncudur, yüksek kalitede bir oyuncudur. Film ne kadar kötü olursa olsun. Mehmet Ali Erbil ile birlikte oynadığı Hemşo filmi ile, Komiser Shakespeare, Oyun Bozan’daki oyunculuğu ile. Ben oyunculuğu şöyle kabul ediyorum: Oyunculuk birbiriyle alakası olmayan başka başka karakterler yaratmaktır. Okan Bayülgen bunu öyle bir yapıyor ki başka başka dünyalardan adamlar buluyor, bunu nasıl yapıyor? Ben bir oyuncu olarak hayranım ve ulaşamayacağım bir mertebe olarak düşünüyorum Okan Bayülgen’in oyunculuğunu.

B.C: Sanatçı gözüyle bakabiliyorsun, sonuçta bu işin içindesin. Bizim Türk sinemasında, daha yoğun olan dizi sektöründe, nüanslardan bahsetmiyorum da, gözümüze takılan: Dizi başlarken ve biterken dizi jenerik müzikleri vardır ve bunlar çok önemlidir. Bizde buna hiç önem verilmiyor. Grafik sanatı açısından ne yazının puntosu ne de başka bir estetik kaygı... Yabancı bir dizi izliyorsunuz gerçekten bir sanatçı elinden çıkmış, bizde neden böyle birşey yok?
P.Y: Bizde sinema yok. Bu konuyla aynı bağlantıdadır. Biz herşeye Türk mantığı ile yaklaşıyoruz bu çok yanlış. Çok milliyetçi değilimdir ama biz birçok meseleye Türk gibi bakıyoruz. Mimarı da, doktoru da, sinema sanatçısı da. Biz neden iyi bir film yapamıyoruz? Neden Cem Yılmaz gibi tek bir isim çıkıyor? Bir ara Braun’un bir reklamı vardı, bu benim hayat felsefem “ayrıntı kaliteyi yaratır”. Ben ayrıntı manyağıyımdır. Mesela Nike’ı çok severim, onlar da detaylara çok önem verirler. Bana ne kadar para getirecek bu? Getirecek mi? Tamam. Sinema bizim için araç, paraya gider. Ne zaman sinema sektörü ve dizi sektörü amaç olursa, o zaman fontuna da dikkat edilir, müziklerine de... Düşünün ki sinema filmlerimizde de böyle! Yine Gora’yı ayrı tutuyorum. Yazım karakterleri çok basittir, hiç uğraşılmamıştır. Ben de çok dikkat ederim. Yabancı yapımlarda formatına uygun yapılıyor. Dünya sinemasında yönetmen oturuyor başına nasıl olmuş diye.Ama bizim amacımız film yapmak değil, para getiren film yapmak. Sanatsal filmlerde de sanatsal olacağız diye o kadar kastırıyorlar ki sıkıyorlar boynumuzu ona da gidemiyorsun. Bir türlü dengesini tutturamıyoruz. Şöyle birşey var biz bunu algılayamıyoruz. Yüz trilyona film yapın, 2 yıl uğraşın, yazın çizin 20 trilyon veya 30 trilyon harcayın sinemaya; seyirci gelir, izler ve "Beğenmedim." der; bu kadar biter. İstersen 100 yıl çalış, sen seyirciye beğendirmek zorundasın. Çünkü bir iş yapılıyor ve izleyiciye haz vermek zorundasın. Aşk, sevgi, komedi o hazzı veremzsen istersen o filmi 50 yıl çek bitti. Seyircinin koltuğa oturup beğenmesi lazımdır. Seyirci almak zorunda değil, sen satmak zorundasın.

Titanic batarken sen de batmadın mı? Battın çünkü sen de o filmin içindesin. Mesela Braveheart’ta bir ingiliz bulsam dalacaktım ben. Tam lise döneminin bıçkınım o zamanlar. İşte budur! Seni İskoçyalı yapabilmektir o an! Matrix'te ne oluyor? "Gerçekten de böyle midir?" diyebilmektir sinema.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
yukki
Üye
Üye
yukki


Mesaj Sayısı : 75
Kayıt tarihi : 20/04/08

Pashan'la Roportaj - part 3 Empty
MesajKonu: Geri: Pashan'la Roportaj - part 3   Pashan'la Roportaj - part 3 Icon_minitimePaz Nis. 20, 2008 6:51 pm

saol...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mery42
Üye
Üye
mery42


Kadın Mesaj Sayısı : 26
Nerden : almanyadan...:)konyaliyim:)
Meslek : staj
Hobi : muzik/chat/forumlar:)
Kayıt tarihi : 20/04/08

Pashan'la Roportaj - part 3 Empty
MesajKonu: Geri: Pashan'la Roportaj - part 3   Pashan'la Roportaj - part 3 Icon_minitimePaz Nis. 20, 2008 8:04 pm

P.Y: Evet beyaz. Kirlenince annem otomatik çamaşır makinesine atıyor tertemiz yapıyor. Anne, on numarasın!

süper ya paylasim icin saol Mutlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
HaykoCu
Moderatör
Moderatör
HaykoCu


Kadın Mesaj Sayısı : 212
Nerden : kara delik
Meslek : öğrenci
Hobi : hayko dinlemek
Kayıt tarihi : 20/04/08

Pashan'la Roportaj - part 3 Empty
MesajKonu: Geri: Pashan'la Roportaj - part 3   Pashan'la Roportaj - part 3 Icon_minitimePaz Nis. 20, 2008 9:55 pm

teşekkürler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
BRAVO
Moderatör
Moderatör
avatar


Kadın Mesaj Sayısı : 66
Nerden : nerden nereye
Hobi : müzik dinlemek vs...
Kayıt tarihi : 21/04/08

Pashan'la Roportaj - part 3 Empty
MesajKonu: Geri: Pashan'la Roportaj - part 3   Pashan'la Roportaj - part 3 Icon_minitimePerş. Nis. 24, 2008 10:41 am

CEVAPLARI ÇOK ESPRİLİ OLMUŞ Gülmek
SAOL Mutlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
askcan123
Üye
Üye
avatar


Mesaj Sayısı : 55
Kayıt tarihi : 20/04/08

Pashan'la Roportaj - part 3 Empty
MesajKonu: Geri: Pashan'la Roportaj - part 3   Pashan'la Roportaj - part 3 Icon_minitimePerş. Nis. 24, 2008 1:27 pm

çok tşk cnm
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
paşhancı
Katılımcı Üye
Katılımcı Üye
paşhancı


Kadın Mesaj Sayısı : 239
Nerden : istanbul
Meslek : öğrenci
Hobi : müzik
Kayıt tarihi : 05/05/08

Pashan'la Roportaj - part 3 Empty
MesajKonu: Geri: Pashan'la Roportaj - part 3   Pashan'la Roportaj - part 3 Icon_minitimePtsi Mayıs 05, 2008 1:29 pm

sağol paylm içinnn
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
çArEsİz AşıK
Moderatör
Moderatör
çArEsİz AşıK


Kadın Mesaj Sayısı : 220
Nerden : PaŞhAnIn YanINdan:D:D
Meslek : mimarlık
Hobi : müzik
Kayıt tarihi : 12/05/08

Pashan'la Roportaj - part 3 Empty
MesajKonu: Geri: Pashan'la Roportaj - part 3   Pashan'la Roportaj - part 3 Icon_minitimePtsi Mayıs 12, 2008 2:26 am

paylaşım için teşkkürler eline ssağlık
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Pashan'la Roportaj - part 3
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Pashan'la Roportaj - part 1
» Pashan'la Roportaj - part 2
» Pashan'la Roportaj - part 4

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paşhan Yılmazel Fan Board :: Paşhan Yılmazel Bölümü :: Haberler-
Buraya geçin: