Ortega Sedat ve Ünlü Gülüşü
B.C: Evet, Ortega Sedat rolünü soracaktık. O rolün ne kadarı senaryo ile geldi; ne kadarını sen yaptın? Şu ünlü gülüşün var ya mesela?
P.Y: O gülüşü daha önceleri de anlattım. Ben tiyatroda Şakir Gürzumar’ın yönettiği bir oyunda, Çerdiyakov adlı bir karakteri oyunuyordum, Anton Çehov’un oyunu. Orda gece 9:30 mu? 10:00 mu? Nasıl sıkılmışım… Yorgundum. Bir gülme efekti var, “hehehe” yazıyor tekstte, ben de okudum: “Tabi efendim, emriniz olur yaparım. Ahaahaaa.” Provadaki herkes çok güldü, çok eğlendi. Hemen ertesi gün de Hayat Bilgisi’nin okuma provası var. Bütün oyuncular, ekip orda. Yine saat 9:30 – 10:00; yine sıkılmışım ben. Genelde sıkılırm ben o saatlerde; sonra düzelirim. Orda da “Benim telefonu, Törpü’nün telefonuyla üst üste koy, titreşirse de sakın dokunma Bülbül abi! Ahahhaaa” yazıyor. Ben yine aynı bilinçle; “Benim telefonu, Törpü’nün telefonuyla üst üste koy; sakın dokunma. Aha ahaa ahaha!” yaptım. Çok güldük, çok eğlendik. Gani Abi: “Bunu dizide kullanacağız.” dedi. “Hayatta kullanmam.” dedim. “Manyak mıyım? Hasta adam böyle güler!” dedim. “Karizmam bozulur, gülmem ben öyle.” Bayağı bir gülmedim ben öyle. Sonra seti aradı “Gülüyor mu? Gülmüyor mu?” diye. “Gülüyorum abi!”… “Olmamış. Gül!” Ondan sonra ilk dört bölüm hiç sevmeyerek yapıyordum bunu. Kendim bulmuştum bu gülüşü, çok eğleniyordum ama normal gülüyorum. “Hahaha” Kadir İnanır falan olmadı, yemedi. Dizinin 7. bölümünden sonra koptum, çünkü insanlar koptu. Baktım herkes benim gibi gülmeye başladı: setteki insanlar, dışarda gördüğüm çocuklar. Dizinin 20. bölümü yayınlanırken internetteki gülüş “hahaha”dır ya, internetteki gülüş “aha aha” olmuş. İnanamadım! Dedim: “Ben bunu nasıl yaparım?” İnternetteki bütün gülüşler, mesajlardaki gülüşler “aha aha” olmuş. Bu çok önemli bir şey, insanlara kabul ettirebilmek… İyi ki yapmışım, iyi ki böyle bir gülüşü bulmuşuz.
Sosyal Hayat
B.C: Evcil bir insanım diyorsun sokağa çıkınca nerdesin?
P.Y: Konservatuardayken Taksim’e çok giderdim. Bizim çürükler için çok iyi bir mekandı Taksim.
B.C: Çürük mü denir?
P.Y: Tabi evet. Saçlar, piercing'ler falan. Ben öyle değildim; ben hep böyleyimdir. Herşeyde bir sapkınlık vardır yaa.. İşte tiyatrocu saçını kazıtır kavramı vardır. Ya ne alakası var! Tiyatrocu saç mı kazıtır? Sen hem köylü olacaksın, hem orospu olacaksın, hem sosyete olacaksın... Var mı böyle birşey? Paspallar, dişleri zımparalasan çıkmaz. İşte böyleler... O yüzden kız oyuncuları tiyatroda çok fazla göremiyorsunuz. Şimdilerde Nişantaşı'na gidiyorum. Çok binde bir çıkarım. Etiler'e veya Ritz Carlton'a giderim
.C: Araba merakın var mı?
P.Y: Çok da araba manyaklığım yok. Ayağımı yerden kessin değil de... Normal olsun. Renault Megan 2 var mesela. "Aman şu arabayı alayım, aman bunun motoru şöyle, arabanın altını kestiriyim, göz yapayım kaş yapayım!" diye bir manyaklığım yok. Normal, düz, orjinal birşey olsun. Şu arabayı alayım hayalim yok yani.
B.C: İnternet?
P.Y: İnternetle aram çok iyi. Almanya’da kuzenlerim var onlarla konuşmak için çok kullanıyorum. İnternette gezmeyi de seviyorum grafik için birşeyler aramayı da...
B.C: Web sitendeki mailleri sen yanıtlıyor musun?
P.Y: Yanıtlıyorum tabi ki. Bazen msn'den arkadaşlarla konuşuyoruz. "Ne yapıyorsun?" diyorlar. "Mail cevaplıyorum." diyorum. "Aaa sen mi cevaplıyorsun?" diye soruyorlar. İnsanlar o kadar emek veriyor yazıyorlar, cevap vermemek olmaz. Mesela sabah yedide çekim olacak; benim sabaha kadar 300-400 mail cevapladığım oluyor. Hepsini ben cevaplıyorum; hiç öyle asistanım cevaplasın falan... Yok öyle birşey! Genelde verilmiyor. Asistanları, basın danışmanları veriyor. Hiç sevmiyorum öyle insanları.
B.C: Başka eklemek istediğin şey var mı? Bizi çok sevdiğinden başka?
P.Y: Evet sizi çok sevdim arkadaşlar! Bagdatcaddesi.net iyi insanlarmış, böyle devam edin. Siteyi büyütün. Güzel bir sohbet oldu benim için. Kendimi anlatabildiysem ne mutlu bana. İnşallah bundan sonraki projelerde de insanlar beni sevmeye ve desteklemeye devam eder. Doğru işler ve doğru şeyler yapmak istiyorum. Para için veya sanatsal olsun diye birşeyler yapmak istemiyorum. İnsanların beni oğlu, kardeşi, teyzesinin oğlu, kuzeni ya da erkek arkadaşı gibi sevmesi benim çok hoşuma gidiyor inşallah hep böyle sevilirim. Onun dışında uzak ve karamsarlaştırılmış bir sanatçı olmak istemiyorum. Buraya nasıl yürüyerek geldiysem, ileride de yürüyerek gelmek istiyorum. Aman şuyum buyum olsun hedefinde değilim. Ve ertelemek istediğiniz şeyleri ertelemeyin! Birgün ertelemek için vaktiniz olmayabilir. Herkes birbirini sevip o anı yaşarsa daha mutlu olabilir diye düşünüyorum.
B.C: Çok teşekkürler.
P.Y: Ben teşekkür ediyorum.